Görünüşün değerlendirilmesi, göründüğü kişi merkezinde sübjektif ise,
görüntünün estetiğine dair genel-geçer yorum yapılamaz, yapılırsa mantıken
hükümsüz olur. Bu mantıksal tutarlılık bizim farkında dahi olmadığımız bazı
günlük ritüellerde dil göstergesel olarak karşımıza çıkıyor. Öyle ki,
‘’güzel’’in methiyesi için şiirler, şarkılar, filmler yetmez iken, ‘’çirkin’’
olanın çirkinliğinin dile getirilmesi; bir kere ulu-orta yapılmaması gereken
bir ‘’kabalık’’, illa yapılacaksa da, muhakkak bir takım nedenler gösterilerek
mahcup bir şekilde sergilenen bir davranış resmediyor. İkisi de aynı nesne
üzerinde, estetiğin bir konusu iken, bir kadının güzelliğine yapılacak iltifat
için hissedilen çekingenlik ile çirkinliğine getirilecek yergi arasında hiçbir
zaman bir denklik kurulamıyor. Beğenilmeyen bir film, bir tablo, bir temsil,
için muhakkak neden beğenilmediğine dair sebepler sıralama zorunluluğu
duyulurken, aynı nedensellik güzel
olan eserler için bu telaş ile aranmıyor. İşte tam da burada, estetik ile etik
arasına inşa edilmiş, pek de sağlam olmayan bir köprüden geçiyoruz, çoğu zaman
farkında dahi olmadan.
Farkında
olmadan diyoruz ki; ‘’doğal, olağan olan güzelliktir ve çirkinlik eşitsizlik yaratır,
öyleyse çirkinliğin dile getirilmesi kötü olanın da dile getirilmesidir ve
erdemli olmak kötüden bahsederken özeni gerektirir’’. Görülüyor ki çirkin olduğu düşünülen ‘’şey’’in de
eşitsizlikle -dolaylı da olsa- bir ilişkisi vardır.
Felsefenin
bazı alanlarına yeterince yüzeysel göndermeler yaptıktan sonra asıl konumuza
dönebiliriz. Body Shaming denen hadise, basitçe görünüş üzerinden alay etme,
aşağılama anlamlarına geliyor. Yani kişinin çirkin bulduğu nesneyi -ki kavram
nezdinde bu bir insandır- etik kaygılar güderek bir mahcubiyetle ve gerekçe
göstererek yapmak şöyle dursun, aksine ahlaksızca, daha da aşağı çekmeyi amaç
edinerek zarar verme girişimidir.
Başka bir
deyişle, icra edenler tarafından estetik olarak dezavantajlı olduğu düşünülen
ve bir eşitsizlik yaratan kişilerin, bu eşitsizliği ortadan kaldırma veya göz
ardı etme erdemini göstermek yerine ''kötüymüş gibi'' vurgulayarak, ön plana
çıkararak bir ‘’had bildirme’’, bir alt-sınıf oluşu vurgulama girişimidir. Kıskacında
hep dezavantajlı grupların olmasından dolayı, pratikte ofansif mizah ile
akrabalık gösterir. Nasıl ki erdemli kişi, konuşma dilinde artık otomatik
(kendiliğinden) hale gelmiş olarak bundan kaçınır; etik değerlere soldan bakan
birinin dahi acı bir şekilde tuzağa düştüğü olur.
''Sol'' eleştiri
Toplumda doğal olmayan halde bulunan, süni olarak yaratılmış hiyerarşilerin
ortadan kaldırılmasının savunulması. Dünyada solculuğun bir tek fonksiyonu var
ise o da ‘’doğum
sonrası başlayan eşitsizliklerin, insanlar üzerinde tahakküm, ayrıcalık ve
sonuçta sınıflaşma yaratmasına engel olması’’ denilerek özetlenebilir. Tam
da bu yüzdendir ki bazı ırkların üstünlüğü savunmaya solda müsamaha edilmez.Çünkü
ırkçılık, bazılarının sırf doğum ile avantajlı-dezavantajlı konuma geldiğinin
savunusudur.
Görülüyor ki, body shaming, toplumda eşitlik yerine hiyerarşiyi savunan
fikirlerle, bilhassa ırkçılık ile, zihniyet ve motivasyon itibariyle bir bağ
içindedir, vaadettiği potansiyel tehlike bakımından bunlardan pek arta kalır
yanı yoktur. Soldan yapılacak hiç bir etik değerlendirmede temize çekilemez.
Son tahlilde, solun değerler dünyasında, ırkçılığa göserilen reaksiyon,
aynı şiddette olmasa da, aynı tutarlılıkla, body
shaming'e de gösterilmelidir.